23 Eylül 2007 Pazar

31- Şiirler bekler köşe başında

Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
Sevgilerde - Behçet Necatigil (Sevgili Dost aLeVYa için…)
ORTAYA ORTADAN KARIŞIK
Gündem karmaşası, “Yazma artık RTE” istekleri, kafa karışıklığı, uzun sürmüş bir hastalık, sınav gerginlikleri, kalp çalkantıları, hayat iniş çıkışları… Sizi başıboş bırakmayayım dedim, rast gele şairler seçtim.
İçimden geldiği gibi de her şiirden parçalar.
Belki birisi size dokunur, siz de bir şairin kelimelerine…
* Yalnızlığa Veda - Adnan Özer
“Gidiyorum işte
Hayalde gör, düşte gör.(…)
Ah ne vedadır ne vebadır ne vebaldir bu!
Gitmek değil, artık dağılmak benimkisi
tozuyan aklım ve hafızamla.
Bitsin artık bu şiirler, bu kitap, bu içe dönük cihannüma
Hayalse katili bir insanın
cesedi vurmaz hiçbir kıyıya.”
* Ne İçindeyim Zamanın - Ahmet Hamdi Tanpınar
“Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.”
* Ben Sana Mecburum – Attila İlhan
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.”
* Hepimize Dair – Cahit Sıtkı Tarancı
“Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,
Gölgesi yeryüzünde avare insan?
Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;
Solmakta her çiçek kokusu uçunca.
Tasadır ağaca rüzgârda yaprağı;
Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun değil;
Vızıltısı şikâyet makamındadır.”
* İçinden Doğru Sevdim Seni - Edip Cansever
“İçinden doğru sevdim seni
Bakışlarından doğru sevdim de
Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
Beni sevdiğin gibi sevdim seni
Kar bırakılmış karanlığından. (…)
Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
Tanımadığın bir ülke gibi
İçinde yaşamadığın bir zaman gibi
Tam kendisi gibi mutluluğun
Beni bekliyorsun
Ve onu bekliyorsun beni beklerken.”
* Son Âşık – Faruk Nafız Çamlıbel
“Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,
Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene
Ak düşünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşıkın ben olacağım.
Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,
Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün
Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün...
O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?”
* Aşk ve Korku – Necip Fazıl Kısakürek
“Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde,
Allah'tan nasıl korkmaz, insan
O'nu sever de...”
* Kitabe-i Seng-i Mezar – Orhan Veli Kanık
“Hiç bir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar.
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi.
Ayakkabısı vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını
Günahkâr da sayılmazdı
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye..."
* Kocaman – Özdemir Asaf
“Şimdi kocaman denizlerde, kocaman gemilerde
Neden yok küçüklüğümüzdeki büyüklüğümüz;
Çocukluğumuzun bahçelerinde, o evlerde
Kağıttan gemilerimizi yüzdürdüğümüz.
Bir şeyler mi kalmış çocukluğumuzda,
Çocukluğumuzla çözdüğümüz...”
* Akşam mûsıkîsi – Yahya Kemal Beyatlı
“Gözlerden uzaklaşınca dünyâ
Bin bir geceden birinde gûyâ
Başlar rü'yâ içinde rü'yâ.”
* Yetişir – Ziya Osman Saba
“Beni hatırladıkça,
Arasıra gönlümü al.
Sokakta görünce, gülümse,
Yanıma yaklaş,
Az elin elimde kal.
Evine misafir geleyim,
Kahvemi sen pişir.
Taze doldurulmuş sürahiden
Bir bardak su ver
Yetişir...”

İMZA: Bİ DOST
O dergi, bu dergi değil!
Kürşat Bumin, Em. Amiral Özden Örnek'e atfedilen günlüğün gerçek olduğuna, yazarını belirtmediği bir yorumu okuduktan sonra ikna olmuş. Bence, günlükler yayınlanmadan ikna olmuştu ya, neyse. Değinmek istediğim şey yazısına giriş için kullandığı eğretileme. Şöyle girmiş yazıya “Malum dergi” (biliyorsunuz, bir zamanların siyasi hiciv dergisi Marko Paşa, sayılarının peş peşe toplatılması üzerine sürekli ad değiştirmiş ve sonunda “Malum Paşa” da karar kılmıştı)...". Anladığınız gibi "malum dergi" derken, günlüklerin yayımlandığı Nokta dergisini kastediyor. Nokta dergisi ile irtibatlandırılmaya çalışılan Marko Paşa dergisi, Türk basın tarihinin yüz akı yayın organlarından birisidir. Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Mustafa Mim Uykusuz’un yazarlığını yaptığı, 1946 yılında, savaş sonrası dünyada yeni bir düzen kurulurken, çok partili siyasi yaşama geçmeye çalışan Türkiye'de muhalif bir dergi olarak, söyleyeceklerini mizahi bir dille söyleyen bir dergiydi. Muhalefetinin ödülünü sürekli kapatılarak almıştı. Bu kapatılmalara buldukları çözüm ise sürekli ad değiştirmekti. Bir diğer sorunları da, yazar ve çizerlerinin sürekli hapse atılmalarıydı. Bu yüzden "Toplatılmadığı zamanlar çıkar" veya "Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar." gibi ibarelerle yayımlanırdı. Ah keşke, Nokta dergisine, Marko Paşa dergisine atıf yapılarak, "malum dergi" denmesinin ardında "safça bir iyi niyet" olduğuna ikna olabilsem!

imzasi.bir.dost@gmail.com

TDK Dersleri

* Türkçe Sözlük’ten
Nobran (sıfat): Davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan: "Kadın, seni sevmiş de konuşuyor oğlum, öyle nobran olma."- S. F. Abasıyanık.
* Yabancı Kelimelere Karşılıklar
Versiyon: Fransızca versiyon (version) sözü "çeviri; varyant; anlatış biçimi, yorum" gibi anlamlar taşımaktadır. Sözün "Bir metin veya eserin farklı biçimleri" anlamındaki kullanılışı için dilimizde zaten nüsha karşılığı vardır.
Son zamanlarda film, dizi vb. eserlerin farklı uyarlamaları için de versiyon sözü kullanılmaktadır. Bu anlam için önerdiğimiz karşılık; biçimleme.
Sözün bilişim alanındaki kullanımı için de Kurumumuz tarafından sürüm ve uyarlama karşılıkları önerilmektedir.

13 Nisan 2007

Hiç yorum yok: