23 Aralık 2009 Çarşamba

57- Oscar’lı Cuma Sayıklamaları

Moda öyle dayanılmaz bir çirkinlik türüdür ki, onu 6 ayda bir değiştirmek zorunda kalıyoruz.
* * *
Çok üzücü bir şey ki, günümüzde çok az işe yarar bilgi var.
* * *
Birçok insan aslında başkası. Düşünceleri başkalarının fikirleri, hayatları bir taklit, tutkuları bir alıntı.
* * *
Ciddiyet, sığ olanın tek sığınağıdır.
* * *
İyi bir nasihatla ilgili yapılacak tek şey, onu bir başkasına vermektir. Nasihat, asla kişinin kendisine yaramaz.
* * *
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, gereksiz şeyler bizim tek ihtiyacımız olan şeyler.
* * *
İnsanlar ne zaman benim fikrime katılsa, yanıldığımı düşünüyorum.
* * *
Bilgelik sonbaharla birlikte gelir.
* * *
Edebiyatla gazetecilik arasındaki fark nedir? Gazeteler okunmaz durumda, kitaplar ise okunmuyor. Hepsi bu.
* * *
Tanrı bizi cezalandırmak istediğinde, dualarımıza yanıt veriyor.
* * *
Sadece çok sıkıcı insanlar, kahvaltı vaktinde çok parlaktır.
* * *
Kişinin gerçek hayatı çoğu zaman yaşamadığı hayattır.
* * *
Tecrübe insanın hatalarına verdiği isimdir.
* * *
Sadece sığ olanlar kendilerini tanır.
* * *
Halk inanılmaz derecede anlayışlı. Deha dışında her şeyi affediyor.
* * *
Gerçek, nadiren saftır ve hiçbir zaman basit değildir.
* * *
İnsan, hiçbir şeylerini umursamadığı insanlara karşı nazik olabilir.
* * *
Gençliğimi tekrar geri alacağımı bilseydim, erken kalkmak, egzersiz yapmak veya saygın olmak dışında her şeyi yapardım.
* * *
Bir kadın tekrar evlenirse, ilk kocasından nefret ettiği içindir. Bir adam tekrar evlenirse, ilk karısına hayran olduğu içindir. Kadınlar şanslarını denerler, erkekler şanslarını riske atarlar.
* * *
Kadınlar bizi defolarımızla ve defolarımızdan severler. Eğer yeterince eksiğimiz varsa, zekamız dahil her şeyimi affederler.
* * *
Ahlaklı veya ahlaksız kitap diye bir şey yoktur. Kitaplar ya iyi yazılmıştır ya da kötü.
* * *
Dünyada iki trajedi vardır. Biri istediğini almak, diğeri de alamamak.
* * *
Eğitim harika bir şeydir ama zaman zaman hatırlamak gerekir ki, bilmeye değer hiçbir şey öğretilmez.
* * *
Kişi ancak faturalarını ödemeyerek, tüccar sınıfın hatıralarında yaşamayı umabilir.
* * *
Ahlak, kişisel olarak sevmediğimiz kişilerle karşı karşıya olduğumuzda takındığımız tek tutumdur.
* * *
Prensipleri sevmem. Önyargıları tercih ederim.
* * *
Zengin bekarların vergileri arttırılmalı. Bazılarının diğer insanlardan daha mutlu olması adil değil.
* * *
Romantizm asla duyguyla başlamamalı. Kimyayla başlamalı ve anlaşmayla sona ermeli.
* * *
Kişinin kendini sevmesi ömür boyu sürecek bir romantizmin başlangıcıdır.
* * *
Öğrenme kapasitesi olmayan herkes kendini öğretmeye vermiştir.
* * *
Dünyada en derinine kadar tanımak istediğim tek kişi, kendimim.
* * *
Gerçek şu ki, medeniyet köleliği gerektiriyor. Yunanlılar bu konuda oldukça haklıydı. Çirkin, korkunç, sıkıcı işleri yapacak birileri olmadığı sürece, kültür ve gelişme neredeyse imkansız. İnsanları köleleştirmek yanlış, güvensiz ve ahlaksız bir şey. Mekanik kölelik, makineların kölemiz olması, geleceğin dünyası bunun üzerine kuruluyor.
* * *
Kendimi asla affetmeyeceğim, en büyük hatam, bir gün kendi benzersizliğimin peşini bırakmam oldu.
* * *
Başarı bir bilimdir. Şartları hazırlarsan, sonucu alırsın.
* * *
Çok basit zevklerim var. Her şeyin en iyisiyle her zaman tatmin olurum.
* * *
Mutlu olduğumuzda her zaman iyiyizdir ama iyi olduğumuzda her zaman mutlu değilizdir.
* * *
Aşkın gizemi, ölümün gizeminden daha muhteşemdir.
* * *
Aptallık dışında başka bir günah yoktur.
* * *
Hatalarını büyüleyici kılamayan bir kadın, sadece bayandır.
(Oscar usta, burada bayan kelimesini değil de, dişi tanımlamasını kullanmış ama bayan daha çok uymuyor mu?)
* * *
Dünyaya ahlakla ilgili önyargılarımızı yaymak için gönderilmedik.
* * *
Kadınların kuvveti, psikolojinin açıklamakta yetersiz kaldığı bir gerçekten dolayıdır. Erkekler analiz edilebilir, kadınlaraysa sadece hayran olunur.
* * *
Bir arkadaşın üzüntüsünü herkes anlayışla karşılayabilir, oysa bir arkadaşın başarısını anlayışla karşılamak çok kaliteli bir hamur / kişilik gerektirir.
* * *
Gençken paranın hayattaki en önemli şey olduğunu sanırdım. Şimdi yaşlıyım ve öyle olduğunu biliyorum.
* * *
Güzellik en harika şeydir. Dış görünüşle başkalarını eleştirmeyenler sadece sığ insanlardır.
* * *
İnsanın pişman olmayacağı tek şey hatalarıdır.
* * *
Büyük bir tutku, yapacak hiçbir şeyi olmayan insanların ayrıcalığıdır.
* * *
Büyük kelimeler kullanma. Onların anlamı çok küçük!


Ünlü İrlandalı oyun yazarı, şair, romancı Oscar Wilde 1854-1900 yılları arasında yaşadı. İğnelerini herkese batırdı. Geç Viktorya döneminin en başarılı ve en ünlü yazarlarından kabul edildi. Babası İrlanda’nın şövalye ünvanı alan başarılı göz cerrahlarından biri, annesi de başarılı bir yazar ve şairdi.
Sıradışı bir öğrenciydi, Trinity öğrencileri için en büyük ödül olan Berkeley altın madalyasını ve Oxford Ünivesitesi Magdalen Koleji’nden bir burs kazandı. Magdalen’deyken 1878 Newdigate Ödülü’nü Ravenna şiiriyle kazandı. Bu şiiri Encaenia’da okuyup kaybetmiş, fakat ödülü daha sonra Tarihsel Eleştirinin Yükselişi makalesiyle almıştı.
Estetik konferansları vermek üzere ABD’ye geçti. Kanada’kilerle birlikte Wilde, dokuz aylık bir süre içinde yüz kırkın üzerinde konferans verdi. Bu dönemde Amerikalı yazar ve şairler Henry Longfellow, Oliver Wendell Holmes ve Walt Whitman’la tanıştı ve bir yıl sonra New York’ta sahnelenecek olan Vera adlı oyununu düzenledi.
Kuzey Amerika dönüşü üç yıl Paris’te kaldı. 1883’te Duchess of Padova (Padova Düşesi) adlı oyunu yazdı. 1884’te Kraliçenin danışmanının kızı Constance Lloyd’la evlendi. İki yıl içinde bu evlilikten iki erkek çocuk sahibi oldu.
1887’de Woman’s World Dergisi’nin editörlüğünü üstlendi. Aynı yıl Dünyanın Tek Gerçek Hayaleti’ni (Canterville Hayaleti) kaleme aldı. Bundan sonraki altı yıl, Wilde’ın yazarlık hayatının en verimli dönemi oldu. Çocuk öykülerinden oluşan iki kitap, 1890’da bir Amerikan dergisinde yayınlanan tek romanı Dorian Gray’in Portresi, A Woman of No Importance (Önemsiz Bir Kadın), An Ideal Husband (İdeal Bir Koca) ve The Importance of Being Earnest (Ciddi Olmanın Önemi) adlı oyunları bu dönemde yayınlandı.
"Dorian Gray’in Portresi", 1891’de kitap haline getirildi ve içerdiği homoerotik öğeler, şiddetli tepkilere yol açtı. Aynı kitap daha sonra Wilde’ın kaderini belirleyecek davalarda kanıtmışçasına kullanıldı. Bununla birlikte aynı dönemde yazılan oyunları büyük beğeni topladı ve onu zamanının en önemli oyun yazarlarından biri haline getirdi.
İşte ondan sonra sıkıntılar, davalar, elindekini avucundakini kaybetmeler başladı.
Yazarın torunlarından birinin deyişiyle; "Krallık, çağının kibirli ikiyüzlülüğüne meydan okumaya cesaret etmiş parlak ve öfkeli bir hayatın yirmi yılını sembolik olarak kendisinden koparmıştı."
Ve gümrükten geçerken söylediği kendi kelimeleriyle, hayatının özeti şöyleydi: "Dehamdan başka bildirecek bir şeyim yok".






NOT
Oscar Wilde’ın birçok sözünü yazılarımda kullanıyorum. 1900 yılında sona eren, 46 yıllık hayatının bir bölümüne bir bakış atmanız için, başlıca eserlerinden seçtiğim yerleri çevirdim. 100 yıldan uzun bir zaman önce söylenen sözler, geçerliliğini zerre kadar kaybetmemiş. Yoksa her şey aynı mı?
Geçen asır yazarı haklı mı çıkardı sadece?
Çünkü ben Wilde’ın sözlerinin neredeyse her birine hâlâ katılıyorum.


22 Ağustos 2008

Hiç yorum yok: