23 Aralık 2009 Çarşamba

62- Eski hikâyeler...

Filizlenen akademik kariyerimdeki vize-ödev-sunum üçgeninde takılıp kaldığımdan, eski arşivleri karıştırdım.
Eski defterler, yazılar, kıyafetler, koliler... Hepsi karşımda, elimin altında, önümde bu aralar.
Bir dönemki hikâyelerimi de buldum, hepsi daktiloyla (o dönemde elektronik daktiloya terfi etmiştim ) yazılmış, alınan çıkışlar kitapçık halinde bastırılmış. İyi ki de öyle yapılmış. Çünkü bilgisayar sistemi değiştiğinden beri floppy disketlerde saklanan arşivime el atamadım bir türlü...

Yazımına çoook önce başlanmış, 1995 yılında bitmiş eski bir hikâyeden bir bölüm...

“Bazı insanlara –dostlara değil, elbette- hayatımıza sınanmadan giren, izinsiz, sessiz sessiz, günün herhangi bir saati giriveren o yüzlere bir son kullanma tarihi koyabilsek...
Böylece olanlardan, olabilecekler kendimizi koruyabilsek...
O gereksiz ayrıntıları toplamasak, hatırlamasak, dünde sakladığımız, hapsettiğimiz her şey, bugünkü ve yarınki yaşamı kaçırıyor bizden...”

Bir başka hikâyeden...

“Vedalaşırken öptü beni, birini sonsuza kadar beklemenizi sağlayacak türden bir öpücük.”

Ah, nasıl bir öpücükmüş o, ben bile merak ettim şimdi. 
Demek gençken, çok gençken her bir şey daha anlamlı oluyormuş.



Ortadan Ortaya Karışık

* “Her kadın bir depremölçer”
Habertürk’te Saba Tümer’in programına konuk olan Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul depremiyle ilgili çarpıcı bilgiler verirken, kadınlarla ilgili çok önemli bir saptama daha bulundu:
“Her kadın bir depremölçerdir. Kadınların beyinleri erkeklerden daha küçüktür ama duyarlılığı, duyguları sağlayan beyinciktir ve kadının beyinciği erkeğinkinden daha büyüktür. Mesela kadınları araba tutar, uçak tutar, gemi tutar. Bu kadınların eksikliğinden değil, üstünlüğünden kaynaklanır. Yani en küçük titreşimi bile algılarlar.”
Bu böyle kayda geçe!

* Bu nasıl Türkçe!
Petek Dinçöz, adını hatırlamadığım kendi sunduğu sabah programında Gökhan Tepe’ye söylüyor: “Gökhan’cım, lafı change yapıyorsunuz, yemem.” Kulaklarımla duydum. Bu nasıl Türkçe yahu… Pes valla.

* Forum yazarlarının dikkatine!
Hepinizi takip ediyor, iltifatlarınızı benim o yakından tanıdığınız “tevazuumla” kabul ediyor, eleştirilerinizi dikenlerimi saklayıp dikkate alıyor, esprilerinizi kocaman bir gülümsemeyle karşılıyorum.
Ve istediğiniz gibi kısa yazdım. Haydi bakalım, davranın klavyenize…


SANAL TDK

- Cinekolog
“Kızım, senin içine cin girmiş” diyerek kadınların oralarını buralarını elleyen, cinsel tacizde bulunan hoca, üfürükçü.

- Notlakçı
Üniversitede derslere girmeyen, sınavlara başkalarının notlarından fotokopi çekerek hazırlanan beleşçi ve hayta öğrenci.


selcencosmoz@gmail.com

21 Kasim 2008

Hiç yorum yok: