18 Ağustos 2008 Pazartesi

49- AMA

AMA…

Herkes yanlış anladı.
Ya da hiç anlayamadı.
Ya da anlamak istemedi.
Ya da kapasite meselesiydi.

Herkes…
Ana dili İngilizce olanlar bile…
Herkes…
Belki birkaçı hariç.

Şöyle yazmıştım.
“I put up a front so the world won’t see how vulnerable I’m not”. (1)
Mealen şöyle; önüme bir perde koyuyorum ki dünya ne kadar duygusuz/katı olduğumu anlamasın.

Açıklama yapmıyorum, iki tane destek alıyorum… :)

Moguz, bir Amerika akşamında, ana dili Türkçe olmasına rağmen, Fransızca söylemişti, bir Mark Knopfler şarkısına gönderme yaparak…
“Je suis insensé MAIS la vie m’a licencé”. (Duysuzum AMA hayat bana bu izni verdi.)

Sartre da şöyle demiş, “Je ne suis pas moi MAIS je voudrais bien”.
Çevirisi zor bir cümle: Ben kendim değilim AMA olmak isterim.

NOKTA




selcencosmoz@gmail.com



ORTAYA ORTADAN KARIŞIK

* Üreyen Türkiye: Recep-Tayyip-Erdoğan
Başbakanın, 8 Mart Dünya Kadınlar günü vesilesiyle yaptığı "3 çocuk doğurun, üreyin" çağrısıyla ilgili en doğru bulduğum yorumlardan biri Deniz Baykal'dan geldi. "Başbakan en azından bu sebeple Türk adını ağzına aldı" dedi.
Eh, DTO (Dünya Türk olacak) ya hedefimiz, başbakanımızdan başlıyoruz galiba...

Bekir Coşkun, Hürriyet gazetesindeki köşesinde, 11 Mart tarihinde bu 3 veledin isimlerini de koymuş: Recep,Tayyip, Erdoğan...
"Allah analı babalı büyütsün bebeleri.
Recep; kentlerdeki aşırı nüfus artışından yakınıp "İstanbul'a gelenlere vize koyalım" demişti.
Tayyip; "Çok doğurun" diyor.
Erdoğan; "Hanginize inanayım" der mi, demez mi?..

Üç ayrı kişilik, üç ayrı kafa, üç ayrı düşünce, üç ayrı fikir, üç ayrı kimlik, üç ayrı ağız, üç ayrı sıfat...
(…)
Bu devirde bir Başbakan, "Çok doğurun" derse, o asla çağdaş bir devlet adamı değildir.Donanımsız ve bilgisizdir.
(…)
Ne yazık ki çoğunluk "dertli kardeşinizi" dinleyip doğurabildiği kadar çok çocuk doğuracaktır. Çünkü "dertli kardeşinizin" eğitilememiş, donanımsız, cahil, kandırılmaya elverişli kitlelere ihtiyacı vardır.
En az üç çocuk istiyor.
İsimleri; Recep, Tayyip, Erdoğan olsun...
Nasıl olsa sonra dokuz doğurursunuz...”

* Neden Dünya Erkekler Günü Yok? Yoksa onlar korumaya muhtaç değiller mi?
Cevabı atsizcilar.com sitesinden alıyoruz.
“Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak, Türk kadınına hem hakarettir hem de Türk töresine uygun değildir.
1800'lü yıllarda bir 8 Mart günü ABD'de bir fabrikada grev yapan kadınlara polisin müdahale etmesiyle çıkan yangın sonucu 140'a yakın kadın işçinin ölmesiyle 8 Mart gününün, Dünya Kadınlar Günü olması önerildi ve bu öneri 1977 yılında kabul edildi.
Bugün, Türk töresine aykırıdır. Çünkü Türk töresinde kadına göstermelik olarak lütufta bulunurmuşçasına bir gün ayrılmaz. Çünkü Türk kadını, Türk töresinde zaten erkeklerle eşit bir konumda ve hiç kimsenin desteğiyle lütfuna gereksinim duymayacak kadar güçlüdür.
Muhtaç ve acınacak durumda olan varlıklara özel bir gün tahsis edilir. "Hayvanları Koruma Günü" gibi. Eğer erkekler günü yoksa kadınlar günü neden oluyor, ey tek dişli uygar(!) dünya! Bizler, Türk kadınına yılın 364 günü ikinci sınıf bir varlık muamelesi yapıp, dostlar alışverişte görsünler babından göstermelik olarak yılın bir gününü ithaf etmeyi yakıştıramayacak ve layık görmeyecek kadar soylu bir törenin ve geleneğin temsilcileriyiz.
Bugün, Türk'ü ilgilendirmez çünkü bugün, Ortaçağ'da kadınları cadı olarak görüp yakanların, kız çocuklarını kuma gömenlerin, kadınlarını mal ve aşağı bir yaratık olarak görenlerin, emek emek diye ürüyen tüm kutsal olguların düşmanı olanların günah çıkarma günüdür.”

* Haftanın Blogu
Bloggerdestek sitesi haftanın blogu olarak seçmiş, biz (biz derken ben olan ben :) ) de destek olalım.
Erkekneister henüz beta aşamasında. Erkek konuları kadar, gündelik olaylara da başka bir bakış açısı getirmeye çalışıyor. Stil, moda, müzik, sinema, gündem, spor, geyik ve yazarların kendince günlükleri olan birçok kategori var.
http://erkekneister.blogspot.com

* Haftanın Maili
Evet, fark ettiniz yeni köşe. Gönderilen “forward” mailleri seyrek okusam da, sonuçta okuyorum, hatta bazen ben de yönlendiriyorum. Bazılarını da buradan paylaşalım dedim. Limitleri aşabilir, sınırları zorlayabiliriz. Benimkileri bile…

“(İngilizce’den çevirip kültürümüze uyarlamadan sunuyorum, ne de olsa simgeler değişse de, zihniyet değişmiyor. :) )
Sütü bedavaya alırken neden ineği satın alalım diyen erkeklere müjdeli bir haberimiz var. Artık günümüzde kadınların %80’i evliliğe karşı. NEDEN Mİ? Çünkü küçük bir sosis için koca bir domuzu satın almanın gereksiz olduğunu fark ettiler.”

TDK Dersleri
* Türkçe Sözlük’ten
Pimpirik-ği (sıfat) 1. Çok yaşlı ve güçsüz (kimse). 2. Gereksiz yere titizlik gösteren. 3. Kuşkucu. 4. mecaz Harap, bozuk, virane: "Üç katlı, tahtadan, pimpirik bir evdir burası."- S. Birsel.

* Yabancı Kelimelere Karşılıklar
Halüsinasyon: Fransızca halüsinasyon (hallucination) sözü ruh biliminde "Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması." durumunda kullanılmaktadır. Bu yabancı söz için dilimizde sanrı karşılığı bulunmaktadır.

İzler
1- İlham kaynağı bende gizli :)… Taaa içimde çünkü…

Hiç yorum yok: